VERYANSIN
+ Uzun süredir uğraştığım -uğraştığım
derken düşünce safhası bakımından- ama bir türlü başına oturmadığım bir yazı
olacak. Ne denli kaba oluşumuzdan bahsetmek istiyorum.
- Saçmalama kimse okumaz bu
yazıyı. Boşuna parmakların yorulmasın.
+ Ne kadar da ilgi çekici değil
mi? Doğru diyorsun. Aslında konunun kendisinde ziyade içeriği sıkıcı ama akış
yönünden değil iç sıkıcı, kasvetli bir konu.
- İnsanlar eleştirildiği bir yazıyı okumak
istemez.
+ Herkese duymak istediğin haykıramam
hakikat tadı acı olan bir ilaç gibidir. Şifa için zaruri.
- Kitle psikolojisinin altın
kurallarından biridir. Eğer karşınızda ki topluluğu etki altına almak istiyorsanız
onları bir kadını över gibi ya da bir çocuğu pışpışlar gibi övün.
+ Nereden buluyorsun şu lafları
anlamıyorum.
- Bunu ben demiyorum ki Gustave
Le Bon amcamız "Kitle Psikolojisi" adlı kitabında uzun uzadıya
anlatıyor.
+ Bak sen alıntı bile yaptı adam.
- Dur bak dalga geçme
devam ediyorum. Örneklerle de sabit. Mesela yakın tarihte birçok devlet adamı,
politikacı bu şekilde arzu ettiği makamlara ulaşmıştır. Hatta çok yakın
tarihler de eşi benzeri mevcut.
+ Anladım isim vermene gerek
yok tarih okumalı ya da gazete okumalı kim olduklarını anlamak için.
- İki saniye daha geciksen isim
verecektim.
+ Ver ne olacak ki? Yok ya da
verme vazgeçtim.
- Karşıda ki kalabalığı öv,
iltifat et, gaza getir, ona ne kadar önemli ve değerli olduğunu söyle, şımart
ve oyunu al.
+ Böl parçala yönet gibi mi?
- Gibi gibi. Düşünüyorum da aslında
haklısın aynen öyle neden biliyor musun? Sen karşıdakine methiyeler
dizerken zaten onun ruh halini, aklını, her şeyini bulandırıp parçalıyorsun.
Sen onu överken sana mı kendine mi hayran olacağını bilemez halde afallıyor.
Geriye tek atış kalıyor. Boş kaleye topu yuvarlamak gibi düşün.
+Biz erkekler neden her konuyu
futbola bağlıyoruz?
- İlgi ve Etki
alanı teoreminden dolayı.
+ Öyle bir teori mi varmış?
- Artık var. Birini etkilemek
için onun ilgi alanına girmeliyiz. Futbol da çoğu erkeğin en büyük kesişim
kümesi.
+ O zaman konu başa geldi. Böl
parçala yönet.
- Düşünsene Hitler’in
meydanlarda Ahmet Çakar Gibi futbol muhabbeti yaptığını.
+ Eski hakem yeni yorumcu?
- Evet ta kendisi. Artık herkes
yorumcu. yorum yaptığın konu ile ilgili bir bilgi birikim olmasına gerek yok.
Yorumcu isen her konuda fikir sahibisin demektir.
+ Ama Ahmet Çakar çok önemli
bir hakemimizdi hatta döneminin en iyisi bile diyebilirsin. Bak yazıyı okursa
fena çatar sana haberin olsun.
- Ahmet Çakar'ı
kastetmediğimi biliyorsun. Yani demek istediğim Türkiye işinin ehli
insandan çok işin yorum kısmında yani fikirden evvel zikir sahibi olanlarla
doldu.
+ Sen yemekten evvel tatlı
yiyebilir misin? Hiç bilmediğin bir adrese eline valizini alıp gider misin? Önce
arabayı alıp sonra mı pazarlık yaparsın? Dediğine katılıyorum
- Adam çıkmış ekranda altına
"Yorumcu" diye bilgi geçilmiş.
+ Ben bu dediğini Instagram’a
benzettim.
- Ne alaka şimdi?
+ Her ülke bir paylaşım olsa
mesela muhtemelen en çok yorum alan ülke bizim ki olurdu.
- Beğeni ?
+ Yok bizim insanımız kolay
beğenmez.
- Dur şimdi konuyu dağıtma.
+ Ben daha ne kadar
dağıtabiliriz diye kronometre tutmuştum oysa ki.
- Sahi sen ne anlatacaktın
bana? Beni gaza getirdin yine böyle.
+ Bak çok iyi değindin dur
çekme ayağını konunun üstünden.
- Çekirge bile bu kadar
zıplamıyor. Konudan konuya... Söyle bakalım çekmiyorum ayağımı.
+ Gaza gelmek mevzusu hakkında
ne düşünüyorsun?
- Biz gaza gelmeyen bir
milletiz.
+ Muhalif olmanı bekliyordum da
bu kadar da değil.
- Biz gaza gelmiyoruz çünkü
gazımız hiç bitmiyor. Fazla gaz da karın ağrısı yapıyor.
+ Nasıl kelime oyunları
bunlar? İnşallah yazıya bunları da
yazmazsın muhtemelen az evvel ki benzetmenden sonra yazını okumayı bırakıp Instagram’a
geçerdim.
- Araba da müzik açıp ona eşlik
eden tipleri mi izleyeceksin?
+ Öyle deme seven vardır
sevmeyen vardır.
- Boş versene zaten iyiden
iyiye vitrin insanı olduk çıktık.
+ Yine garip laflar ediyorsun.
Umarım mantıklı bir yere bağlanır.
- Vitrin insanıyız çünkü
herkesin sadece bizim vitrine koyduklarımızı yani onlara ne göstermek
istiyorsak sadece onları görmesini istiyoruz. Her zaman en güzel elbiselerimizi
en iyi saçımızı, makyajımızı... Kimsenin bizi Metroya tıkış tıkış binerken, BİM’den
yoğurt alırken, özenle uğraştıktan sonra yağan yağmur sonrası bozulan
saçlarımızı, makyajsız hallerimizi görmesini istemeyiz.
+ Millet ne yapsın senin metro
maceralarını, BİM yoğurdunu öyle birşey dedin ki şimdi.
- Benim Zincirlikuyu
metrobüs durağında ki survivor anlarım tabiki de ilgi çekici değil bunun bende
farkındayım.
+ Daha ne o zaman ?
- Bilemiyorum Altan.
+ Şimdi ben ne yazacaktım neler konuşuyoruz
aldın gittin beni şimdi nasıl toparlanacak yazı?
-Nasrettin hoca misali olsun o zaman
+ Anlamadım?
- Bırak
dağınık kalsın.
Yorumlar
Yorum Gönder